#17Aralık # 25Aralık #Polis #Tahliye #Ergenekon #Akparti #Cemaat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#17Aralık # 25Aralık #Polis #Tahliye #Ergenekon #Akparti #Cemaat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Haziran 2016 Cumartesi

Müslümanlar Gerçekten Cemaatin Yanında Değil Mi?



Bu soruyu iki tür insan soruyor. Birinci grubun amacı bu sorunun cevabını aramak değil hatta cevabı da biliyorlar.  Akp'nin yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, hukuksuzluğunu örtbas etmek için cemaati hedef gösteren ve cemaat üzerinden algı yürütmeye çalışan iki yüzlü bir grup.
Bu grup, ayetle makara yapılmasına ses çıkarmaz. Hırsızlığı, tecavüzü bile savunur. İslam der, ama ağıza alınmayacak küfürler eder. Günah işleme özgürlükleri(!) vardır.  Rüşvet, eskortlu kızlar, muta nikahı,  ihale rant hileleri hayatlarının bir parçası.
Bunlar, Cemaate hem terörist, hain, ajan,  der hem de cemaatin icraatlarını "kopyala yapıştır" yaparak taklit etmeye çalışır. Çakma Türk Okulları, Türkçe Olimpiyatları,  dernekler, kurumlar ve daha neler neler... Tabi bunu da beceremedikleri için Cemaate olan kinleri  daha da artar.
Bu grup dünyada (çok büyük bir musibet yaşarsa belki) yaptığı zulmü görüp pişman olacak gibi görünmüyor. Malum büyük suçların karşılığı olan büyük cezalar ahirete bırakılır.
Bu grubu muhatap alıp ardı arkası kesilmeyen sorularına cevap vermek beyhude.  Art niyetli sorulara verilecek en güzel cevap sükuttur. Ya da Üstad'ın deyimiyle bir tükürük!

Ama bir de bu algı operasyonuyla aklı fikri zehirlenmiş iyi niyetli insanlar var ki onlar için işin aslını ifade etmek lazım. Sadece bu konuda değil bütün iftira ve sorular için bu ölçü geçerlidir.





Bugün dünya üzerinde Cemaatin müslüman ülkelerin hemen hepsinde okulu var, ve bu okullarda hem eğitim hem yardım hem de kültürel faaliyetlerini devam ettirmektedir. Buradaki müslümanlar da her platformda  bu faaliyetleri şükranla, minnetle dile getirmektedir. Vefa müslümana en çok yakışan vasıflardan...

Cemaatin  sadece iki müslüman ülkede okulu yok! Birincisi Akpli bakanların önüne yattığı Persli uşağın memleketi ehli sünnet düşmanı Şii İran, ikincisi TÜRGEV'e milyon dolarlar bağış (!) yaptığı bilinen vehabi Arabistan!

Türkiye'ye gelince durum biraz karmaşık gibi görünse de aslında fotoğrafın tamamında her şey çok net.
Yanımızda olmayan Cemaatlerin önce hırsızlığa, makaraya, yolsuzluğa, onca yozlaşmaya ses çıkarması gerekir ki bizi desteklemeyince bir anlamı olsun!
Ayetle dalga geçildi, sustular
Dinin derisi soyuldu, sustular
Ayakkabı kutularına sustular
Ergenekon serbest kaldı,  sustular
Menfaat, korku, gaflet, sebep ne olursa olsun sustular!
Bizim yanımızda olmasınlar.
İslam'ın yanında olsunlar yeter!
Allahın hukukunu çiğneyenlerin yanında olanlar neden bizim yanımızda olsun ki?
Bir de bizzat şahit olduğum konuşmalar var. "Siz haklısınız ama biz konuşarsak zarar görürüz. Akp'yle başa çıkılmaz" diyen farklı cemaat mensubu gariban müslümanlar var.  Onları da kınamıyorum. Burdan yazdıklarımı görünce incinmesinler. Onları bu korku dağlarına mahkum eden sözde dindar zalimler utansın!

Bugün Türkiye şartlarında birkaç samimi cemaat hariç yola yalnız devam ediyorsak bu bizim haklılığımızı gösterir. Yoksa sizin tabirinizle yenileceğimiz (!) bir savaşa niye girelim. Doğru olmanın bedeli ağırdır,  o bedel başımızın tacıdır.
"İnanmadığım bir davada kalabalıklarla birlikte yürüyeceğime,  inandığım yolda yalnız yürürüm." Muhsin Yazıcıoğlu



Psikolog SÇ


15 Haziran 2016 Çarşamba

Tahliyeler Ne Anlama Geliyor?





Tahliyeler Ne Anlama Geliyor?

Gültekin Avcı ve polislerin tahliyesi, süreçte son perdeye girildiğine işaret ediyor. Cemaati işlevsizleştirdiğini düşünen Ergenekon'un, "Akdamar, karadamar, millidamar " adı herneyse, bahanesiyle okları Akpye çevirdiğini gösteriyor. Ali Bulaç'ın dediği gibi süreç tıkır tıkır işliyor. "Ergenekon, önce Cemaati, sonra AKP'yi bitirecek" demişti.

Cemaati bitirmek mümkün değil çünkü gönüllülük esasıyla dünyanın dört bir yanına yayılmış bir hareket bu. Ama Akp'nin eliyle, devlet kadrolarında büyük bir tasfiye yaşandığı da bir gerçek. Binlerce polis, hakim, savcı, bürokrat ya sürgün edildi,  ya hapse atıldı ya da görevden atıldı. Cemaatın kilit noktalarda, kilit kararlara imza atacak bir varlığı kalmadı dersek yanlış söylemiş olmayız.

Ey Menzilci, Aliağacı, Süleymancı ve diğer gruplara mensup polisler, bürokratlar, Kabil misal kardeş kanı dökmeye değdi mi? Paralel safsatasıyla yıktığınız  onca hayatın enkazı altında kaldınız işte! Sizi maşa olarak kullananlar, şimdi sizi bitirmek için son hamleyi yapıyor. Mutlu musunuz?

Ve Ali Ünal'in dediği gibi Ergenekon Akp'yi bitirmek için son hamleyi yapınca, Akp yardım için elini Cemaate uzatacak ama o el havada kalacak. Uzanınca tutacak el bırakmadınız artık.

Ağıt yakın şimdi! Hem dünyanızı hem de ahiretinizi mahvettiniz. Ya da iyisi mi siz trollerinizle, trolleşen bürokratlarınızla küfretmeye devam edin. Vatana, millete hizmet etmekten anladığınız bu!

Hidayet Karaca'nın eşi Şule Karaca'nın dediği gibi çok yalvardık, "Gelin kendinize de neslinize de yazık etmeyin" dedik. Biz uyardıkça siz, balyozu başımıza başımıza indirdiniz. Biz hem size hem kendimize ağladık. Ağlamaya da devam edeceğiz.
Gözyaşları içinde bu satırları yazarken de amaç, son noktaya kadar üzerimize düşeni yapmaktır. "Biz uyardık, şahit ol Ya Rab,  biz uyardık" Onlar küfretti, tehdit etti, sürdü, hapsetti, zulmetti ama biz hiç vazgeçmedik hep uyardık. Yangını haber verdik. "Şahit ol Ya Rab, biz uyardık."

Görünen o ki, artık ne yaparsanız yapın o "Malum Sonu " ne engelleyebilir ne de erteleyebilirsiniz. Kendinize de, neslinize de çok yazık ettiniz çok!  Kaybedenlerdensiniz!

Psikolog SÇ