Hizmet Hüzün Hocaefendi Cemaat Bayram Mavimarmara Türk Okulları Hz Muhammed ( sav ) Türkiye şehit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hizmet Hüzün Hocaefendi Cemaat Bayram Mavimarmara Türk Okulları Hz Muhammed ( sav ) Türkiye şehit etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Temmuz 2016 Salı

Hüzünlü Gurbet ve Kurbet Bayramı




Hüzün Peygamberinin( sav ) ümmetiyiz biz. Ondan mirastır bize hüzün. En sevinçli olduğumuz anlarda bile bir tarafımız hüzünlüdür hep.

Kast ettiğim hüzün, kopukluktan kaynaklanan sahipsizliğin verdiği elem duygusu kesinlikle değil. Allah'tan kopuk insan için herşey yok hükmündedir. Yokluğun elemi kalbi ruhu kasıp kavururur. Kendisi de dahil bütün alem sahipsiz, başıboş ve yetimdir. Böyle bir elem, ruhu beslemek şöyle dursun bütün patolojik hastalıkların kaynağı hükmündedir. Allah kimseyi böyle bir eleme düçar etmesin.

Mukaddes hüzne gelince, o sadece seçkin kulların kalbine taht kurar. Oradan ilahi nefhaları insan ruhuna fisıldar durur. " Buraya ait değilsin "

Evet, insan öyle bir varlık ki, dünyayı yutsa sonsuz eksi bir boş kalır yüreği. Dünyayla tatmin olmaya çalışmak,  deniz suyuyla susuzluğunu gidermek gibidir. İnsan dünyada diken üstündedir adeta. Sıkıntılar, musibetler, hastalıklar, tatminsizlikler, başarısızlıklar insanın yüzüne dünyaya ait olmadığını haykırır durur. Dünyadan geçip gitmekte olan bir garip yolcu insan...

Mevlana, Mesnevi'sinin ilk 18 beyitinde, insanı ney ile özdeşleştirmektedir:

Duy şikayet etmede, her an bu ney
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.
...
Kim ki aslından ayırmış canını, öyle bekler vuslatını.

Kamıştan koparıldığı için inleyip duran ney gibidir insan. Özvatanına  kavuşuncaya kadar da bu inlemeler hiç durmayacak. Buna bir de memleket, anne, baba, yar yarenden ayrı düşmenin gurbeti de eklenince hüzün katmerleşir. Bayramlarda, seyranlarda daha bir yoğun hissedilir bu hazin gurbet. Nam-ı Celili Muhammed-i yaymak için dünyanın dört bir yanına dağılan yiğitlerin gurbeti hiç bitmedi bitmeyecek.  81 ilden getirilen toprak koklanır, bazen de ahizenin öbür ucundaki bir seste teselli aranır ama kor gibi yanar durur hep bu gurbet. Anadoluda harman olup dünyaya derman olan yiğitlerin hüzünlü gurbeti.




Anlaşılamamış olmanın verdiği garip hüznü ise cahiller arasında kalmış alimler yaşar. Efendimiz ( sav ) bir Hadis-i Şeriflerinde üç kişiyi garip olarak nitelendirmektedir. Şaki eşin kötü muamelesine maruz kalan kadın ya da erkek, sonradan fakir olan zengin ve cahiller arasında kalan alim.

Kim bilir ruhunda nasıl ağır yaşıyor bu hüznü. Bizim göremediklerimizi görmek, hali hazırdaki tehlikeleri fark edip hissettirememek ne kadar zordur kim bilir? Mavimarmara olayında, son derece nezaketli bir üslupla " 9 canın gitmemesi için keşke otoriteden ( yetkili ) izin alınsaydı" dediğinde Onu Yahudi uşağı ilan edenler "Giderken bana mı sordunuz? " diyen kaba üslubun karşısında süt dökmüş kedi gibi oldular! Ve bunun gibi daha binlerce had bilmez, kaba, çirkin cehalet örneği davranışlar, karşısında nasıl hüzünleniyor  kim bilir?

İnsanlık, İslam ve Türkiyenin içinde bulunduğu hali pür melale yanmak ise her yiğidin değil er yiğidin harcı. Müslümanlara karşı kurulan şer ittifakları, her gün gelen şehit haberlerini, sürülen, işten çıkarılan, hapse atılan masum insanları,  bombalanan şehirleri, ölen sivil halkı, çöken ekonomiyi, itibarı eksilere düşen dış politikamızı gördükçe üzülmemek mümkün mü? Yangını görüp attığın çığlıklardan dolayi terörist hain işbirlikçi ilan edilmen de işin cabası!

Herşeye rağmen hüzün güzeldir. 
Kulluğun sırrı hüzünde gizlidir. Zira her kul biraz garip, her garip biraz hüzünlüdür.

Ne mutlu hüzün Peygamberine tabi olanlara!
Ne mutlu hüzünlü gurbeti,  lezzetli kurbete çevirenlere!






Psikolog SÇ