Hiç unutamıyorum...
Temmuz'un kavurucu sıcağı, akşam ezanı saat 9 gibi okunuyor. Daha 6 yaşındayım. Babam ve annem hasat için memlekete gitmişti.
Benden sadece 6 yaş büyük ablam, o yaz bize annelik edecekti. Sorumluluk duygusu o kadar yüksekti ki, herşeyin mükemmel olması için kendini adeta paralıyordu:)
Ramazanın ilk sahuru bütün kardeşler ablamın "Kalkın sahur vakti" çığlıklarıyla uyandık. Her zaman yediğimiz içtiğimiz şeylerdi ama sahur vaktininin hususiyeti işte, büyük bir iştahla yedik içtik. Ablam annelik rolüne o kadar kaptırmıştı ki kendini "Habire iyi yiyin, bol bol su içmeyi unutmayın" diyordu. Ben gündüz başıma geleceklerden habersiz yarı uykulu sahur sevinci yaşıyordum:)
Sabah biraz susamış olarak kalktım, ama sorun değil dayanabilirdim. Kendime güvenim artmıştı. Allahın benimle gurur duyduğunu hissediyordum.
Öğleye doğru susuzluk ve açlık iyice beni hırpalayınca ablama artık yemek içmek istediğimi söyledim. İşte bütün olanlar ondan sonra oldu:)
Ablam, mükemmel(!) bir şekilde annelik yapmaya kararlıydı. "Hayır, orucunu bozamazsın, ben yanında olacağım birlikte başaracağız" dedi.
Saatler geçtikçe direncim iyice düşüyordu. Ablamın halden anlayacağı yoktu. Son bir hamle yaparak gizlice mutfağa yöneldim. Tam suyu ağzıma götüreceğim ki ablam bardağı elimden çekip aldı! Ağlamaya başladım ama nafile! Ablam rolüne o kadar kaptırmıştı ki kendini ne halde olduğumu görmüyordu bile.
Sonra ne yaptı dersiniz, bir ip bulup bileğimi kendi eline bağladı! Akşam ezanına kadar yanından ayırmadı. O gün ben ölmeden akşam ezanı okundu çok şükür:)
O gün, birine iyilik niyetiyle nasıl kötülük yapılabileceğine bizzat yaşayarak şahit oldum. Bilinçaltıma orucun çok zor yapılan bir ibadet olduğu yerleşti. Hala o güne ait izler var. Anlayacağınız, şimdilerde Ramazan sevinci ve oruç tutma zorluğunun endişesini birlikte yaşıyorum:)
Çocuklarımızı oruç tutmaya alıştırırken azami derecede dikkat göstermeliyiz. Zaten her çocuğun ruhunda oruç tutmaya karşı bir istek vardır. O yüzden çocuğu zorlamaya hiç gerek yok. 10 yaşından itibaren oruç tutmaya başlayabilir. Eğer zorlanıyorsa tekne orucu ya da gün aşırı tutarsa daha kolay oruca alışabilir.
Özellikle sıcak yaz aylarında su kaybı ve uzun süre aç kalmak zarar verebilir. Anne babalar bu konuda hassas olmalı ve gerekli tedbirleri almalı. Sahurda ve iftarda doğru beslenmeye dikkat edilmeli.
Doğru rehberlik yapılarak tutulan orucun ruhsal gelişim üzerindeki etkisi tartışılmaz. Çocuk sabretmeyi, elindekilerin değerini bilmeyi öğrenir. Empati ve şefkat duygusu gelişir. Özgüven ve kendine saygısı artar. Güzel birşey başarmış olmanın hazzını yaşar ve değerli olduğunu hisseder.
Yaş, ihtiyaç ve kişisel özellikleri dikkate alınarak doğru bir yöntemle oruca alıştırılan çocuk mutlu bir çocuktur.👬👭
Psikolog SÇ
Gündem ve haber analizi, eğitim, kariyer, bireysel gelişim üzerine faydalı testler ve makaleler. Bireysel ve toplumsal sorunlara çözüm önerileri.
16 Haziran 2016 Perşembe
ilk orucum...
15 Haziran 2016 Çarşamba
Tahliyeler Ne Anlama Geliyor?
Tahliyeler Ne Anlama Geliyor?
Gültekin Avcı ve polislerin tahliyesi, süreçte son perdeye girildiğine işaret ediyor. Cemaati işlevsizleştirdiğini düşünen Ergenekon'un, "Akdamar, karadamar, millidamar " adı herneyse, bahanesiyle okları Akpye çevirdiğini gösteriyor. Ali Bulaç'ın dediği gibi süreç tıkır tıkır işliyor. "Ergenekon, önce Cemaati, sonra AKP'yi bitirecek" demişti.
Cemaati bitirmek mümkün değil çünkü gönüllülük esasıyla dünyanın dört bir yanına yayılmış bir hareket bu. Ama Akp'nin eliyle, devlet kadrolarında büyük bir tasfiye yaşandığı da bir gerçek. Binlerce polis, hakim, savcı, bürokrat ya sürgün edildi, ya hapse atıldı ya da görevden atıldı. Cemaatın kilit noktalarda, kilit kararlara imza atacak bir varlığı kalmadı dersek yanlış söylemiş olmayız.
Ey Menzilci, Aliağacı, Süleymancı ve diğer gruplara mensup polisler, bürokratlar, Kabil misal kardeş kanı dökmeye değdi mi? Paralel safsatasıyla yıktığınız onca hayatın enkazı altında kaldınız işte! Sizi maşa olarak kullananlar, şimdi sizi bitirmek için son hamleyi yapıyor. Mutlu musunuz?
Ve Ali Ünal'in dediği gibi Ergenekon Akp'yi bitirmek için son hamleyi yapınca, Akp yardım için elini Cemaate uzatacak ama o el havada kalacak. Uzanınca tutacak el bırakmadınız artık.
Ağıt yakın şimdi! Hem dünyanızı hem de ahiretinizi mahvettiniz. Ya da iyisi mi siz trollerinizle, trolleşen bürokratlarınızla küfretmeye devam edin. Vatana, millete hizmet etmekten anladığınız bu!
Hidayet Karaca'nın eşi Şule Karaca'nın dediği gibi çok yalvardık, "Gelin kendinize de neslinize de yazık etmeyin" dedik. Biz uyardıkça siz, balyozu başımıza başımıza indirdiniz. Biz hem size hem kendimize ağladık. Ağlamaya da devam edeceğiz.
Gözyaşları içinde bu satırları yazarken de amaç, son noktaya kadar üzerimize düşeni yapmaktır. "Biz uyardık, şahit ol Ya Rab, biz uyardık" Onlar küfretti, tehdit etti, sürdü, hapsetti, zulmetti ama biz hiç vazgeçmedik hep uyardık. Yangını haber verdik. "Şahit ol Ya Rab, biz uyardık."
Görünen o ki, artık ne yaparsanız yapın o "Malum Sonu " ne engelleyebilir ne de erteleyebilirsiniz. Kendinize de, neslinize de çok yazık ettiniz çok! Kaybedenlerdensiniz!
Psikolog SÇ